Eski ABD Başkanı Donald Trump, mülklerinin değerleri ile ilgili oluşturulan soruşturma kapsamında ifade vermek için gittiği New York Başsavcılığında anayasaya dayanarak konuşmama hakkını kullandı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump, mülklerinin değerlerinin vergi beyannamelerinde yanlış gösterildiği sebebi öne sürülerek başlatılan soruşturma devam ediyor.
Trump soruşturma kapsamında ifade vermek için bu sabah New York Başsavcılığına gitti.
“Soruları yanıtlamayı reddettim”
Trump, ifade vermek için başsavcılığa girdikten ortalama 1 saat sonrasında yapmış olduğu yazılı açıklamada, “Danışmanımın tavsiyesi üstüne ve öteki tüm sebeplerden dolayı, ABD Anayasası’nın 5. Maddesi uyarınca her vatandaşa tanınan haklar ve ayrıcalıklar kapsamında, soruları yanıtlamayı reddettim.” ifadesini kullandı.
“Şundan dolayı siyasal güdümlü mesnetsiz bir cadı avının hedefi haline geldim”
Bunun üstüne kendisine, “Eğer masumsan niye 5. maddeye başvuruyorsun?” diye sorulduğunu belirten Trump, şunları kaydetti:
“Bu probleminin yanıtını biliyorum fakat aileniz, şirketiniz ve etrafınızdaki tüm insanoğlu, avukatlar, savcılar ve düzmece haber medyası tarafınca desteklenen siyasal güdümlü mesnetsiz bir cadı avının hedefi haline vardığında, başka seçeneğiniz yok.” değerlendirmesini yapmış oldu.
Trump, ülkedeki mevcut yönetimin ve birçok savcının tüm etik ve etik sınırlarını yitirdiğini savunarak, anayasada bulunan “kendi aleyhine tanıklık etmeme hakkını” kullanmaktan başka çaresi olmadığını öne sürdü.
ABD Anayasası’nda 5. madde (Fifth Amendment) olarak malum hak, kişinin kendi aleyhine olabilecek durumlarda yetkililere ifade vermeyi reddederek susma hakkını ifade ediyor.
Söylediği her şey aleyhinde kullanılabilir
Hukuk uzmanları, Trump’ın ifade vermesi halinde ihtimaller içinde hukuki ve cezai sorumluluğun kapısını açabileceğine ve söylediği her şeyin potansiyel bir cezai davada, aleyhine kullanabileceğine dikkati çekiyor.
Sadece öteki taraftan, 5. maddeye dayanarak ifade vermemesinin de aynı şekilde açılabilecek bir cezai yargılama esnasında jürinin, soruları yanıtlamaktan kaçındığı için kendisine karşı “negatif çıkarım” yapma ve aleyhine karar verme riskini arttırdığı kaydediliyor.
Trump’a yönelik dava süreci
New York Başsavcısı Letitia James, Trump Organization isminde şirkete ilişik gökdelenler ve golf sahaları benzer biçimde varlıkların değerinin 10 yıldan fazla süredir finansal tablolara yanlış yansıtılarak vergi kaçırıldığını iddia etmiş olduğu 3 yıldan fazla devam eden soruşturma kapsamında Trump ve çocuklarını ifade vermeye çağırmıştı.
Trump ve avukatları her seferinde karara itiraz etmiş, başsavcılığın istediği belgelerin kendilerinde bulunmadığını beyan etmişti.
Uzun bir sürecin peşinden iki hafta ilkin, New York Eyalet Temyiz Mahkemesi soruşturmayla ilgili Trump’ın mahkemeye gelmiş olarak ifade vermesi gerektiği kararını onaylamıştı.
Bigün sonrasında da federal bir yargıç, New York Başsavcılığının kendisi hakkında yürüttüğü soruşturmayı durdurmak için Trump’ın mahkeme sonucu çıkartma girişimini negatif yanıtlamıştı.
“Muz cumhuriyeti”
Trump’ın evlatları Donald Jr. ve Ivanka Trump, ilgili soruşturma kapsamında daha ilkin ifade vermiş, Trump’ın da geçen ay ifade vermeyi düşündüğü sadece eski eşi Ivana Trump’ın ölümü sebebiyle bunun ertelendiği bildirilmişti.
“Truth Social” adını verdiği toplumsal medya uygulamasından dün gece izahat icra eden Trump, “Yarın ırkçı New York Başsavcısını göreceğim. ABD tarihindeki en büyük cadı avı sürüyor. Büyük şirketim ve ben her taraftan saldırıya uğruyoruz. Muz cumhuriyeti!” şeklinde ifadeler kullanmıştı.
Izahat, Trump’ın Florida’daki Mar-A-Lago malikanesinin önceki gün, devlet arşivlerinde saklanması ihtiyaç duyulan gizli saklı belgelerin dışarı çıkarılmasıyla ilgili yürütülen bir soruşturma kapsamında Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanlarınca basılarak ortalama 9 saat aranmasının peşinden gelmişti.