Dünyadaki en yaygın kanserlerden kabul edilen akciğer kanseri her yıl dünya genelinde 2 milyondan fazla insanı etkiliyor ve her beş kanser ölümlerinden biri akciğer kanseri sebebiyle gerçekleşiyor…
Solunum sistemi burun, yutak, gırtlak, nefes borusu, akciğerler, plevra, bronşlar ve bronşiyollerden oluşur. Akciğerler, kandaki karbondioksiti ve atık ürünleri dolaşımdan temizlemekten görevli iki organdır. Oksijen yüklü kan temizlendikten sonrasında kalbe sonrasında da organ ve dokulara gönderilir.
Akciğerler, nefes verme esnasında havanın atılmasını desteklemek için lüzumlu olan oldukça fazla esnekliğe haiz organlardır. Böbreklerde olduğu benzer biçimde solunum da bir tek bir akciğer ile gerçekleşebilir.
Akciğer kanseri nedir?
Nefes alma ile hava burun ve ağız kanalıyla vücuda girer ve biri sağ akciğere diğeri sol akciğere olmak suretiyle iki kola ayrılan tüp benzeri bir yapı olan trakeadan geçerek akciğerlere ulaşır. Bu iki ana dal, bronşlar adında olan daha minik dallara bölünür ve bunlar da daha da minik dallara, bronşiyollere bölünür. Bronşiyollerin dibinde, gaz alışverişinin gerçekleştiği “torbalara” benzer boşluklar olan alveoller bulunur.
Bronşları, bronşiyolleri ve alveolleri oluşturan hücrelerden gelişebilen akciğer kanseri, hava akışını engellemiş olan bir kitle oluşturabilir yada akciğer yada bronş kanamasına niçin olabilir
Akciğer kanserinin tek bir türü yoktur, hastalığın çeşitli biçimleri vardır. Ek olarak akciğer, öteki mesela meme kanseri benzer biçimde öteki organlarda oluşan tümörlerin metastaz bölgesi haline gelebilir ve kanser akciğerlere sıçrayabilir.
Akciğer kanseri sebepleri ve risk faktörleri
Akciğer kanserinin ana sebebi sigaradır. Etken sigara içenler erkeklerde vakaların yüzde 90’ını, hanımlarda ise yüzde 75-80’ini oluşturur. Genel olarak sigara içmenin daha yaygın olduğu daha sanayileşmiş ülkelerde görülme sıklığı daha yüksektir.
Sigara içen bir kişinin akciğer kanseri geliştirme riski, sigara içmeyen bir kişiye nazaran 14 kat daha fazladır. Günde 20’den fazla sigara içiyorsanız bu risk 20 katına çıkar.
Eylemsiz içicilik de, sigara içmeyenlerde akciğer kanserine yakalanma riskini yüzde 20 ila 50 oranında artırır.
Akciğer kanserinin oluşumu ile ilişkili başka risk faktörleri de vardır:
– Toz, asbest, arsenik, krom, radon, nikel benzer biçimde maddelere maruz kalma,
– Pişirme dumanlarına maruz kalma,
– Hava kirliliği. Çevre kirliliğinin niçin olduğu akciğer kanserlerinin vakaların yüzde 8’ini oluşturduğu tahmin edilmektedir.
Akciğer kanserinin emareleri ve teşhisi
Akciğer kanseri asemptomatik bir gelişim gösterir ve bu yüzden tanı çoğu zaman oldukça ileri evrelerde yapılır.
Sadece, öteki akciğer hastalıkları için de tipik olan erken semptomların ortaya çıkması, erken tanıda önemlidir:
– Nefes alma zorlukları,
– Kalıcı öksürük,
– Öksürükte kan,
– Göğüste sıkışma,
– Kilo kaybı.
Akciğer kanseri vakalarının bir çok 65 yaş ve üstü hastalarda teşhis edilir. Akciğer kanseri teşhisi koymanın ilk adımı, akciğerlerde yoğun bir alanı ortaya çıkarabilen bir göğüs röntgenidir. Radyografiyi çoğu zaman kontrast maddeli bir bilgisayarlı tomografi (BT) taraması izler. Bu yöntem vücudun iç yapılarının değişik açılardan alınan detaylı görüntülerini sağlar. Bunlar sonrasında anormallikleri yada tümörleri gösteren doku ve organların tek bir 3 boyutlu görüntüsünü oluşturmak için kullanılır. Bu muayene lezyonun boyutu, şekli, yoğunluğu ve süre içindeki büyümesi benzer biçimde çeşitli parametrelerin değerlendirilmesine olanak tanır.
BT taraması ile ilişkili olarak, pozitron emisyon tomografisi (PET), hem pulmoner nodülün tanısında hem de vücuttaki yayılımının (evreleme) değerlendirilmesinde önemlidir. PET, tümör olmayan dokudaki değişikliklere kıyasla tümör dokusunun varlığını daha doğru bir halde ayırt etmeyi sağlar.
Teşhisi doğrulamak için bronş dokusunun biyopsisi (bronkoskopi) ile toplanan örneklerin incelemesinin yapılması şarttır. Bronkoskopi tanı, evreleme ve bununla birlikte tedavi seçimi için temel bir yöntemdir.
Akciğer tümörleri iki ana gruba ayrılır:
– Akciğer kanseri vakalarının yüzde 10’unu oluşturan minik hücreli akciğer kanseri yada mikrositom,
– Vakaların yüzde 85’ini oluşturan minik hücreli olmayan akciğer kanseri.
Akciğer kanseri vakalarının geri kalan yüzde 5’i sinir ve endokrin (nöroendokrin akciğer karsinoid) yada lenfatik (pulmoner lenfoma) dokular benzer biçimde dokulardan doğar.
Akciğer kanseri önlenebilir mi?
Akciğer kanserinin başlamasında rol oynayan ana risk faktörü sigara içmektir. Averaj sigara içen bir kişinin akciğer kanseri geliştirme riski, sigara içmeyenlere nazaran ortalama oldukça daha fazladır. Ek olarak eylemsiz içicilik de riski artırır. Bu yüzden, hem etken hem de eylemsiz sigara içiminden kaçınmak, bu hastalığa yakalanma riski üstünde oldukça mühim bir etkiye haizdir.
Bununla beraber, tütün dumanı akciğer kanseri ile ilişkili tek risk faktörü değildir. Asbest, arsenik, krom, radon, nikel ve yiyecek pişirme dumanları benzer biçimde maddelere maruz kalmak akciğerlerde tümörün gelişme riskini artırır.
Hava kirliliği de artık akciğer kanseri için mühim bir nedensel unsur olarak kabul edilmektedir.
Akciğerler için en iyi 10 gıda
Akciğerleri ve dolayısıyla tüm vücudu sıhhatli tutmak için temiz havaya ve doğru beslenmeye gerek kalmıştır. Bununla beraber, bilhassa akciğer sağlığına destek olabilecek besinler bulunmaktadır.
Sarımsak
Sarımsak gerçek bir naturel antibiyotiktir, astımı iyileştirebilir ve öteki akciğer hastalıklarını önlemeye yada iyileştirmeye destek olabilir. Bol miktarda, pişmeden olarak tüketin.
Soğan
Soğan, yüksek oranda kersetin, B vitaminleri ve C vitamini içinde ne olduğu ile özgür radikallerle savaşan ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye destek olan bir antioksidan deposudur. Vücudunuzun alerjiler, soğuk algınlığı ve öteki akciğer rahatsızlıklarıyla savaşmasına destek olmak için salatalarda pişmeden olarak tüketin.
Zerdeçal
Zerdeçal, sofralarımızda pek sık rastlanmayan, sadece kuvvetli irin önleyici ve antioksidan özelliklere haiz bir baharattır. Emilimini çoğaltmak için biberle beraber bol miktarda tüketilmesi önerilir.
Havuç
Havuç, akciğer hastalıklarını önlemeye, astım semptomlarını iyileştirmeye, solunum bozukluklarının gelişmesini önlemeye destek olan mühim bir beta karoten ve C vitamini deposudur.
Domates
Domates, özgür radikallere karşı savunmada ve dolayısıyla tümörlere karşı korumada oldukça etkili olan bir antioksidan molekül olan likopenin en yüksek içeriğine haizdir. Yağ ile pişirilen domates, likopenin vücut tarafınca daha iyi emilmesini sağlar.
Zencefil
Zencefil, baharatlı aroması ile tonik ve mide bulantısı önleyici hususi durumunun yanı sıra akciğer sağlığını da destek sunar. İltihap önleyici tesiri, akciğer hücrelerini kronik hastalıklardan korumaya destek olabilir.
Balık
Bilhassa yağlı balıklar ve soğuk deniz balıkları, akciğer fonksiyonunu destekleyen omega 3 ve D vitamini ihtiva eder.
Lahana
Lahana, toksik maddelerin yok edilmesini kolaylaştıran moleküller olan yüksek oranda glukozinolatlar ihtiva eder. Akciğer hasarına karşı koruyucu tesir, kafeik asit, ferulik asit ve kersetin benzer biçimde oldukça sayıda antioksidanın varlığıyla da arttırılır.
Orman meyveleri
Ahududu, çilek, kızılcık ve yaban mersini benzer biçimde meyveler kronik solunum yolu hastalıklarının ve akciğer kanserinin ana sebebi olan oksidatif stresi azaltmaya destek olan, irin önleyici etkiye haiz kuvvetli bir antioksidan olan antosiyaninler ve resveratrol kaynaklarıdır.
Portakal
Portakallar ve bununla birlikte biberler, kivi ve greyfurt demiri emmeye ve dolayısıyla oksijeni vücutta daha iyi taşımaya destek olan C vitamini bakımından oldukça zengindir. Portakallar ek olarak özgür radikallere karşı pozitif tesir gösteren naturel bir antioksidan olan beta kriptoksantin ihtiva eder.