AB’den ayrıldıktan sonrasında yara alan ve Rusya-Ukrayna savaşının etkileriyle ekonomisi negatif etkilenen İngiltere’ye yatırım yapacaklar endişeli.
Dünyayı tesiri altına alan koronavirüs salgının tedbirlerinin arkasından Avrupa’da başlamış olan cenk, İngiltere ekonomisini sarstı.
İngiltere’de yaşanmış olan siyasal çalkantılar ve giderek artan ekonomik belirsizlikler, yatırımcıların “bekle-gör” politikası izlemesine niçin oluyor.
Merkez Bankası faizi artırdı, parası kıymet yitirdi
İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) bu ay başlangıcında son 27 senenin en sert faiz artışı yapmış olmasına karşın İngiliz sterlini, 4 Ağustos tarihinden bu yana dolar karşısında ortalama yüzde 4 kıymet kaybıyla 1,18 seviyelerinde seyrediyor.
Yatırımcılar çekimser kaldı
Uzmanlar, yatırımcıların son dönemde İngiltere’ye karşı çekimser kalmasının nedenlerini giderek artan enflasyon, yükselen fiyatların hane halkının harcamaları üstündeki artan baskısı, ekonomide resesyon riski ve kronikleşen iş gücü açığı olarak sıralıyor.
Enflasyon çift haneye geldi
Ülkede enflasyon bu senenin temmuz ayında yüzde 10,1 ile son 40 senenin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
İngiltere’de son 70 senenin içinde yüzde 10 seviyesinin üstünün bir tek 4 kez görülmüş olması, yatırımcıların ve piyasaların yüzde 10 eşiğini niçin bu kadar önemsediğini açıklar özellikte.
Ülkede son olarak enflasyonda çift haneler 1982 yılının Şubat ayında yüzde 10,2 ile görülmüştü.
Derin bir iş gücü krizi yaşanıyor
Ekonomide yaşanmış olan sıkıntıların oldukça büyük bir kısmı aslen ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma sonucu verdiği 2016 yılından bu yana giderek büyüyen bir iş gücü krizinin yaşanmasından da kaynaklanıyor.
Nitelikli iş gücü açığı 1 milyon 274 bin şahıs
AA’nın haberine nazaran, İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) verilerine nazaran, ülkede doldurulamayan nitelikli iş gücü açığı 1 milyon 274 bin. Bir öteki ifadeyle; ağırlıklı olarak hizmet sektöründe gereksinim duyulan istihdam bir türlü sağlanamıyor, işletmeler tamamlanmamış çalışanla sadece düşük performans sergileyerek ayakta kalmaya çalışıyor.
Yatırımcılar, salgın ve Rusya-Ukrayna Savaşı benzer biçimde risk unsurlarını bir tarafa bıraksa bile, siyasal çalkantılar içinde AB’den demir almış İngiliz ekonomisinin rotasını kestirmekte, satın alacak yeni bir öykü bulmakta zorlanıyor.
